Bölüm 4: Bahar Geliyor!

Published by

on

Bir bahar yazısı yazasım geldi… 2013’ten beri her kış bizim ailecek zorlandığımız bir mevsim oldu. Eskiden kış mevsimi geldiğinde karalar bağlamaz, sevinirdim. Yaz mevsiminden daha çok sevdiğim bu kış mevsimi ile artık aram bozuldu. Çünkü herkes hasta ve herkesin beni hasta etme olasılığı var.

Bu biraz panik ve nevrotik bir tutum olabilir ama MS hastası olunca duruma böyle yaklaşıyorsunuz. Aslında herhangi bir hastalığı olmayan insanlarında günümüzde artık öpüşmelerini engelleyen bir durum bu. El sıkışın, bu da bir samimiyet göstergesi değil midir?

Bağışıklık sisteminizi yüksek tutmanız gerektiğinden her başımızı çevirdiğinizde burnu akan birilerini görünce keyfiniz kaçıyor.

“Bugün multivitaminlerimi aldım mı, bir metreden daha yakınıma gelmez umarım, gelirse nasıl kaçabilirim, burnu akan şu kişiyi tanımıyorumdur umarım, tanıyorsam da beni görmesin diye iyice kapişonumun içine gireyim” düşünceleri tilki gibi dolaşıyor aklınızda.

Bırakın otobüse binmenin oluşturduğu doğal işkencenin 10a katlanmasını, bir kafede otururken bile yan masada hapşıran biri oldu mu, kendinizi dışarı atmak istiyorsunuz.

Ama atmıyorsunuz.
Çünkü biliyorsunuz ki “her şey olacağına varır” ve ayrıca şöyle de bir sözüm var kendime söylediğim; “sakınan göze çöp batar”

Evet kimseyi öpmüyorum kocam dışında. Çok özlemişsem dayanamayıp sarılıyorum. Bu durum yüzünden beni insanlar antipatik görebilir ama kimse kusura bakmasın geçirdiğim MS atakları sonucu, kortizonlu serumları damarımla BEN içiyorum.

Varsın antipatik olayım, oh canıma da deysin. Bazı konularda bencil olmak gerektiğini düşünüyorum. Mesela sağlık konularında.

Neyse bahar diyordum.
Geliyor, çiçekler açıyor ve ağaçlar yeşeriyor. Güneşi her gördüğüm de evden dışarı atıyorum kendimi. Bir film vardı, küçük çocuk (fantastik bir hikayeydi, bir bitkiden dünyaya geliyor ve insan evladı oluyordu) güneşi her gördüğünde kollarını iki yana açıp güneşe doğru dönüyordu. Ben de aynısını yapmak istiyorum her seferinde, güneşin tüm enerjisini ve sıcaklığını abzorbe etmek istiyorum.

Deli miyim neyim? (öyle olduğum konusunda rivayetler var)

Her bahar ve yaz mevsimini iyi değerlendirme kararı aldım kendi kendime. Bundan kocamın haberi yok henüz 🙂 ama her hafta sonu güneşli havalarda evimize yakın baraja ve ormana gidip temiz havada yürüyüş yapıp güneş ışığı depolamak istiyorum. Şansımız varsa da bir hafta bir yerde tatil yaparız. Ama asıl önemlisi bu güneşli havaları kaçırmamak. 2016 kışında atak geçirmek istemiyorum!

Geçen yaz, kış başında atak geçireceğime o kadar emindim ki; geçirdim. Hem de şimdiye kadar geçirdiklerimden daha ağır bir atak geçirdim. O yüzden bugünden itibaren, önümüzdeki kış atak geçirmeyeceğim konusunda inancımı körüklüyorum.

Tabi bunu teşvik eden ve güveni sağlayan nisanda geçeceğim yeni ilacım ama dur bakalım, daha geçmedim ona 🙂

Herkese sağlıklı, keyifli tam olarak istedikleri gibi bir ömür dilerken bu yaz mevsimini de keyifle geçirmelerini diliyorum. Bu yaz bir başlangıç olsun mu, güzel hayatımıza? Bizim elimizde…

Neden olmasın?…

Yorum bırakın

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun